"80 Yıl" kehanetine göre İsrail 3 yıl sonra yıkılacak mı?
İsrail'de son aylarda iç bölünme ve hatta iç savaş endişeleri patlak verdi.
Hamas tarafından kaçırılan rehinelerin aileleri tarafından düzenlenen gösteriler ve hükümete yönelik baskılar sürerken, geçtiğimiz günlerde çok sayıda muvazzaf ve emekli askerin yanı sıra Mossad mensupları da rehinelerin kurtarılması için savaşa son verilmesi yönünde çağrıda bulundu.
Hükümet söz konusu çağrıları yapan askerleri görevden alsa da, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Şin Bet Başkanı, Genelkurmay Başkanı ve muhalif liderlerle tartışmaları ülkedeki gerilim riskini artırıyor.
Popüler Gazete'nin İsrail basınından aktardığına göre siyasi liderlerin anlaşmazlıkları sürerken, ülkede savaş karşıtı sesler yükseliyor ve halkın yüzde 60'ı ülkede iç savaş çıkma riski olduğunu düşünüyor.
Tam da bu günlerde, özellikle siyasi liderler başta olmak üzere, İsrailliler "80 Yıl" kahanetinin gerçekleşmek üzere olduğunu düşünüyor. Bu da, çoğunlukla bazı Avrupa ülkelerinden ikinci bir pasaport alma takıntılarını açıklıyor.
Bu kehaneti sık sık öne süren kişiler arasında, "başbakan olarak kalmasının İsrail'in devamlılığı için tek garanti olduğunu" iddia eden Netanyahu yer alıyor.
Netanyahu bir konuşmasında, "Kenan'ı yaklaşık 140 yıl yöneten Haşmonay Yahudi Hanedanı'nın ömrü 80 yılı aşmadı" ifadelerini kullanarak bu tehlikeye dikkat çekti.
Eski Başbakan Naftali Bennett de, 2020 seçim kampanyasında aynı duyguları tekrarladı ve Yahudi seçmenlerden 80 yılı güvenli bir şekilde aşmak için şu ifadelerle destek istedi:
“Kral Davut ve Haşmonayim Hanedanlığı döneminde kurulan Yahudi devletleri kuruluşlarının 80. yılında dağılıp gitti. Şimdiki İsrail devleti de kuruluşunun 80. yılına (2028) yaklaşıyor. İsrail’in kaderinde 80'li yıllar laneti olabilir.”
Bennet bu konudaki açıklamalarında ayrıca "İçeriden çökmemeye odaklanmalıyız. Çünkü İsrail'in karşı karşıya olduğu en ciddi sorun, Yahudilerin önceki krallıklarında olduğu gibi, iç parçalanma ve dolayısıyla yok olma riskidir" diye konuştu.
Aynı şekilde eski Başbakan Ehud Barak da, 2022'de yaptığı bir konuşmada konuya ilişkin şunları söyledi:
"Tarihte Yahudiler, Davut’un iki krallığı ve Haşmonay Hanedanı gibi 80 yıldan fazla hüküm sürmedi ve her iki dönemde de dağılmaları 80. yılda başladı”
Barak, 80 yıl lanetinin mevcut İsrail rejiminin başına geleceğinden derin korku duyduğunu da ekledi.
Hatta Barak, Yedioth Ahronoth'ta yayınlanan bir yazısında, İsrail toplumundaki iç bölünmelerden, sağ ve sol, dindar ve laik insanların yanı sıra dindar Siyonist ve dindar Yahudi arasındaki düşmanlıktan duyduğu endişeyi dile getirdi.
Öte yandan, Filistin direnişinin liderleri de, "80 yıl lanetinin İsrail'in üzerine düşeceğini" sık sık vurguladı.
Örneğin Hamas'ın efsanevi lideri Şeyh Ahmed Yasin, 1999 yılında El-Cezire televizyonuna verdiği demeçte, İsrail’in 2027’den sonra tarih sayfasından silineceğini söylemişti.
Buradaki önemli soru, İsrail'in tüm güç gösterilerine, ABD'nin mali ve askeri desteğine, bölgedeki hiçbir ülkenin sahip olmadığı nükleer silahlarına rağmen, geleceğe dair bu korkusunun nedeni nedir?
Bu kronik korku siyasetçilerin açıklamaları, entelektüeller, gazeteciler ve akademisyenlerin söylemleri ve vatandaşların geleceğe dair planlarına yansıyor.
İsrail, demokratik görünümüne rağmen teokratik temele dayanan bir şeriat devleti olduğu için devlet felsefesinin birçok önemli unsuru dini inanç/kehanetlere dayanıyor.
Bu bağlamda İsrailliler, her tarihi dönüm noktasında veya dış veya iç düzeyde önemli bir olayda, İsrail'in geleceği ve hayatta kalma yeteneğinin önemine dikkat çekiyor.
Gerçekten de bu nadir bir durum, çünkü tüm dünyada İsrail dışında hayatta kalma, varoluş veya devamlılık fikrini tartışan bir ülke yok.
İç bölünme
Homojen olmayan etnik kökenler, kültürler ve ideolojiler, hatta bayrağı altında toplandıkları Yahudi dini bile onları birleştiremiyor. Aksine, din İsraillileri bölüyor ve bu durum İsrail'i küle çevirebilecek bir iç savaşın ateşini ateşleyebilir.
Örneğin geçtiğimiz günlerde, Ultra Ortodoks Yahudi olan Harediler eskisi gibi askerlik hizmetinden muaf tutulmak için ülkede kaos çıkardı ve kamu mallarına zarar verdi.
Yine Haredi bir Haham, Aksa Tufanı Operasyonu'ndan Siyonist devleti suçlayarak, Tevrat öğretisine aykırı olarak dini istismar ettiklerini vurguladı.
Ayrıca Mescid-i Aksa Camii'ne saldırarak Müslümanların duygularını sürekli kışkırtmaları sonucu Filistinlileri intikam almaya ittiklerini ve dini Siyonizm'in hatalarının bedelini ödeyenlerin yine kendileri olduğunu söyledi.
Görünen o ki, her suç eylemlerinde suçu Filistinlilere atma gibi kibirli davranışlar ve gerçeği görmezden gelme, İsrail'i destekleyen herkesi onu terk etmeye itecek ve İsrail'in kronik başarısızlığı kademeli olarak bir iç çatışmaya dönüşecek.
Bu bağlamda, önceki iki egemen Yahudi devletini yok eden ulusal parçalanma tehdidi, İsrailliler için mevcut bir tehlike olmaya devam ediyor.
İsrailliler gelecekleri için Filistin direnişi veya İran tehdidinden çok daha tehdit edici ve tehlikeli olanın, toplumlarındaki bölünme ve kutuplaşma olduğuna inanıyor.
Konunun yeniden gündeme geldiği son günlerde, İsrail medyasında eski Tunus Cumhurbaşkanı Habib Burgiba'nın şu sözlerine yer veriliyor:
"Araplar İsrail'le savaşmamalı; çünkü Yahudiler iç çekişmeleriyle kendi kendilerini yok edecekler."
Nefret ateşi kendilerini yok etmeden önce tarihten ders çıkarmanın zamanı olduğunu vurgulayan bazı İsrailliler, "tarihten ders almaları" gerektiğinin altını çiziyor.
Tarihi hatırlamak gerekirse; Kral Davut tarafından kurulan ilk Yahudi devleti başarılara imza attı ve 80 yıl boyunca birlik halinde varlığını sürdürdü. 81. yılda, iç çatışmalar nedeniyle Davut Hanedanlığı Krallığı Yehuda ve Yisrael'in ayrı krallıklarına bölündü ve böylece düşüşü başladı.
İkinci Yahudi devleti ise, İkinci Tapınak dönemindeki Haşmonay krallığıydı. Birleşik ve egemen bir krallık olarak varlığını sürdürdü ve 80. yılında iç çekişmelerle parçalandı.
80 yıl kehaneti nedir?
Basitçe söylemek gerekirse, birçok İsrailli devletin ömrünün 80 yılı geçmeyeceğine inanıyor.
Bu, 14 Mayıs 1948'de kurulan İsrail'in 2028 yılından önce yok olacağı anlamına geliyor.
Söz konusu kehanet, Eski Ahit'in ilk beş kitabı olan Tevrat'ın beşinci kitabı Tesniye'ye dayanıyor.
Eski Ahit olan “Tanah”taki İsrail alametlerine göre, “İsrail Krallığı” içindeki çöküşler, “İsrail kabileleri” arasında anlaşmazlıklar gibi içsel sebepleri içeriyor.
Bu kehanetler, İsrail'in 80. yılına yaklaşması ve iç bölünmelerin siyasi düzeyde açıkça ortaya çıkmasıyla bugün açıkça görülüyor.
Tarihçiler bu teoriyi, İsrail'deki Yahudi yerleşimciler arasında korku uyandırmak, İsrail otoritesine karşı herhangi bir muhalefetin oluşmasını engellemek ve yerleşimcileri devletleri etrafında toplanmaya teşvik etmek için 'kötü niyetli bir strateji' olarak yorumluyor.
Barak, Bennett ve Netanyahu da dahil olmak üzere çeşitli liderlerin konuşmalarında buna değinmesi tarihçilerin haklı olduğunu düşündürüyor.
Söz konusu kehanetin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini, diğer iki Yahudi krallıkları gibi İsrail devletinin de yıkılıp yıkılmayacağını yaşayıp göreceğiz.
Ancak tanık olduğumuz şey şu ki; tıpki kehanette geçtiği gibi İsrail toplumundaki çatlak her geçen gün daha da büyüyor.